Terra Madre'de yapılan bazı ses kayıtları ingilizce olarak, yaklaşık çevirileri türkçe olarak aşağıdadır.
Carlo Petrini - "Future is here"
... Şimdi anladım ki "gelecek buradadır". Çünkü sizler dünyanın çiftçilerini temsil ediyorsunuz. Çiftçiler üçüncü endüstri devriminin baş aktörleri olacaklardır. Üçüncü endüstri devrimi sizlerin köylerinizden, tarlalarınızdan başlayacak. İlk endüstri devrimi (elektriğin elde edilmesi konusunda) buhar makinasıydı. İkincisi, fosil yakıtlar kullanan elektrik üretimiydi. Üçüncüsü ise temiz, sürdürülebilir, yenilenebilir enerji kaynakları olacak. Tarım, fotosentez üzerinde temel almış tek insan faaliyetidir. Tamamen sürdürülebilirdir; yüzyıllardır çiftçiler güneşe minettardır. Size kuvvetle öneriyorum; köylerinize döndüğünüzde güneş ve rüzgar enerjilerini kullanın. Çiftlikleriniz ve aileniz için bu aklı (bilgeliği) kullanınız. Bu bir sözleşmedir (anlaşmadır). Yenilenebilir enerji alanında çalışmak isteyen yöneticiler; gidiniz ve çiftçilerden öğrenin. Toprak ile ilişkisini hiçbir atık oluşturmadan sürdüren, bilgeliğe sahip olan çiftçilerdir. Bu bilgeliktir devrimi yaratacak ve ekonomiyi yeniden şekillendirecek olan. Yaşamın devamında nasıl ki biyoçeşitlilik esas ise, sizin çeşitliliğiniz de sadece size ait olan, gelenekleriniz, tüketim alışkanlıklarınız ve dolayısıyla kimliğinizle oluşur. Çeşitlilik olmasaydı, kimliklerimiz de olmazdı. Burada karşılaşarak, fikirlerimizi mukayese ederek kimliklerimizi güçlendireceğiz. Yaşam sizlerin kültürel çeşitiliği vew kimlikleri sayesinde olacak.
Sizler dünyadaki en büyük zenginlik olan çeşitliliği temsil ediyorsunuz. Hep birlikte Terra Madre'nin üçüncüsüne başlayalım !
Carlo Petrini - What does Red Cloud say?
Size büyük bir Amerikalı'nın sözlerini aktarmak isterim. Bu sözleri lütfen (gençleri kastederek) okulunuza dönünce duvara asınız. Amerika'da Sioux kabilesinin efsanevi şefi Kızıl Bulut (1822-1909) şöyle diyordu: "(...) Fakirim, çıplağım ama bir ulusun şefiyim. Zenginleri istemiyoruz; ancak çocuklarımızı doğru şekilde eğitmek istiyoruz. Paraları diğer dünyaya yanımızda götüremeyiz; para istemiyoruz. Sadece, barış ve sevgi istiyoruz."
Vandana Shiva - Economy of fictions
Finans, gıda ve iklim değişikliği krizlernin tümü aynı sebeplere dayanır. Önce, kurgular... Bizler kurgu ekonomilerle yönetiliyoruz. Derivatifler.... Bize doğanın verdiğinin ve insanların üretiğinin 70 kez daha fazlası bir derivatif ekonomi oluşturuldu. Gandi şöyle dedi: "Doğa hepimize yeter, ancak bazı insanların hırsına dayanamaz". Bazı insanların hırsı bizi bugün karşı karşıya kaldığımız krizlere sürüklemiştir.
Vandana Shiva - Companies' greed
Şirketler tarafından yönetiliyoruz. Ama biz Monsanto'nun genetiği değiştirilmiş tohumlarından daha iyisinle gıda imal edebiliriz; ve Cargill'in gıda krizindeki davranışına göre çok daha adil ticaret de yapabiliriz. Monsanto, tohum tedariğini kontrol eden 5 dev tohum üreticisinden biridir. Cargill ise dünya gıda tedariğini kontrol etmek isteyen bir devdir. Biz, (ahlaken) bozulmuş, petrol bağımlısı, şirket tarımını bitireceğiz. Biz, herkese gıda sağlayacak ve üreticileri savunaraka adil bedelleri ödeyecek diğer sistemi yaratmalıyız.

Vandana Shiva - Lies on GMOs

Ben bir bilim kadını oldum. Çünkü 5 yaşımdayken bana bilim yapmak, 'bilmek ve doğruyu bulmak anlamına gelir' dendi. Ben, doğruyu aramaya alıştım. Buna istinaden size birşey söylemek istiyorum: genetiği değiştirilmiş organizmalar daha fazla gıda üretimine yardımcı olmazlar; bu bir yalandır, bilim adına söylenmiş bir yalandır. GDO'lar iklim değişikliği için bir çözüm değildirler; daha da kötüye sebebiyet verirler. Daha fazla endüstriyel tarım yaratırlar. Asıl biyokorsanlık bu tohumların kendisini savunmaktır. Bu kış GDO'lara karşı ve iklim değişikliğine karşın koruma konulu bir kampanya başlatacağız.
Vandana Shiva - Generosity of Terra Madre

Kurgular ve hırs üzerine kurulu küresel ekonomi bize krizler üzerine kriz getiriyor. Terra Madre, toprak ve anadır. Bizim yapmamız gereken, analarımızın dünyayı nasıl beslediklerini hatırlamamızıdır; savaş ve kıtlık zamanlarında analarımızın, asla almayı değil, nasıl paylaşmayı, vermeyi düşünerek hareket ettiğidir. Analarımızın bu paylaşma için ortaya koydukları cömertlik ve bolluk duygusunu tekrar yaşama kazandırmalıyız. Bunu başarabiliriz; biz "geleceğiz". Nasıl olacağını hep birlikte gösterelim!

23 Kasım 2008 Pazar


Hiç yorum yok: